Önsöz


Önsöz

Bu bétiñ amacı, Tañrı'nıñ soñ bildirgesi olan Okuğu'nuñ (Qur´ān-i Kerīm'iñ) Türkçe bir çevirisini dilbilimsel dayanaklarla yapmaktır. Yorumlama (tefsir) ya da añlamlandırma (meâl) değildir.

Okuğu sözcüğü, 11. yüzyılda ilk müslümanlaşan Türklerden olan Karahanlılar döneminde yapılmış Türkçe ilk Kur'ân çevirisinde Qur´ān-i Kerīm yérine kullanılan Okıgu sözcüğünüñ bugünkü biçimidir (bkz. Rysbek nüshası). Sözcük, okı- 'okumak' éyleminden geçmiş zaman ulacı olan -gU ekini alarak türetilmiştir. Nétekim, Arapça qur´ān sözcüğü de qərə´ə 'okudu' sözcüğünüñ geçmiş zaman ulacıdır. Bu yüzden bu sözcüğü kullanmayı uygun buldum. Sıkça sorulanlar için, sağdaki séçkeden bilgilendirilebilirsiñiz.

30.07.2013

İnek, bəqərə, 2:1

الم

 

Yazı çevrimi:

əlif, lām, mīm.

 

Çeviri:

İnek (ya da sığır), kargı, su.




Açıklamalar:

Bu Tañrı sözündeki harfleriñ, imsiz (harekesiz) oldukları düşünülmüş ma herbir harfiñ tek başına anılması gerektiği saptanmıştır. Tüm Okuğu çevirilerinde harfler ayrı ayrı okunur [kaynak bélirtilecek].

İnek (ya da sığır).

İlk harf ا, Arapçada أليف /ʔaliːf/ diye okunur. Nétekim, bu aynı zamanda "ehlileşmiş, iğdiş, éğitimli" añlamına gelen bir sözcüktür [kaynak bélirtilecek]. Hem eski hem de güncel Arapçada, hayvanlarıñ iğdiş/éğitilmiş olması añlamında kullanılır [kaynak bélirtilecek]. Ara sıra, kişiniñ éğitimliliği için de kullanıldığı görülür. Bu sözcüğüñ kökü ´ələfə (éğitti, iğdiş étti) éylemidir [kaynak bélirtilecek]. 

İbrânicede א diye gösterilen harf de Arapça harf ile aynı kökten gelir, ikisi de Fenike âbecesine dayanır. Dahası, Yunanca α /alfa/ harfi de buradan gelir [kaynak bélirtilecek]. İbrânice harf אָלֶף /alef/ olarak okunur. Arapçadaki gibi, İbrânice ma'luf "iğdiş édilmiş" sözcüğü aynı kökten gelir [kaynak bélirtilecek].

Bu iki biçim de Ana Sami yazısında
olarak bulunur [kaynak bélirtilecek]. Zamanla Fenike âbecesinde 
olarak biçim değiştirip bugünkü Arapça, Yunanca ve İbrânice gibi dillerde barınmayı sürdürmüştür [kaynak bélirtilecek]. Ana Sami yazısındaki biçimiñ bir sığır (öküz ya da inek) başı olduğu açıktır. Mısırlılar ve ardıl kültürler hep tarım toplumu oldukları için yazılarında "iğdiş" añlamına gelen damganıñ bir inek/öküz/sığır olması oldukça olağandır. 

Buna beñzer olarak Türklerde de, ilk yazılarında "at" añlamına gelen 
damgasınıñ (yiñe öndan bakılan bir at olduğu görülebilir) özünde İlk Türkçe *haġta sözcüğünden geldiğini, Moğolcada (h)aġta "iğdiş édilmiş hayvan" sözcüğüyle denktaş olduğunu, Ana Altayca *pakta "iğdiş" sözcüğünden geldiğini düşünürsek, Türkleriñ de göçebe kültüründen dolayı iğdiş édilen hayvanıñ at olması olağandır [Tekin, ...].
 (sürecek...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder